14 Aralık 2011 Çarşamba

arkadaşımdan sıktığım üstümde harika kokan ama kendim aynısı aldığımda eskisi gibi kokmayan parfüm..

sana burdan sevgilerimi iletmek isterdim amma velakin seni kırdım çünkü en iyisi buydu sen beni kırdın çünkü. nasıl olur da böyle olur bilmiyorum.

11 Aralık 2011 Pazar

Herşeyim dediğin insanın bi sikim olmadığını anlayınca çok fena koyuyor.

kendimi kesesim parçalayasım biçesim geliyor. lan duygu diyorum sen ne salak bi insan oldun çıktın diyorum. sonra bırak be amına koyim diyorum. (ama aslında demiyorum da neyse) derin bir nefes alıyorum ve çikolatamı yemeye devam ediyorum.

9 Aralık 2011 Cuma

yanılsama durumu

ah ah bazen kendime çok şaşırıyorum. lan diyorum en yakın arkadaşıma bu kadar iyi terapi yaparken (ilişkisi konusunda) kendimi neden bir türlü idare edemiyorum. çok tuhaf değil mi. kendi olaylarım da donup kalıyorum yazamıyorum,çizemiyorum. ee sanırım bu şey gibi terzi kendi söküğünü dikemezmiş ya hah evet o kesinlikle ondan!

eh

aslında tuhaf bir kızım. ve genelde bu tür şeyleri çok saçma bulurum. ancak ne gariptir ki bazen insan kendini bu tür şeyleri anlatınca daha rahat hissediyor sanki. her zaman böyle sosyal ağlarda kendini kanıtlamaya çalışan salaklar gibi olmak istemeyişimdir belki de bu. ama ne biliyim en azından kimse beni dinlemek zorunda değil, kimse bana cevap vermek zorunda değil. sadece bunları okumak zorunda. aslında buna iç ses olayı deniyor herhalde ya da kendi kendine kalma durumu. eeh her neyse işte. beni anlamayan bi çok insanla şu illet samsun'da üniversite vaktinin gelmesini bekliyorum. ve bu zaman içinde asosyalliğin dibine vuruyorum. çok sevdiğim bi arkadaşım, bi de o var işte. arada konuşuyoruz. hayatımda olması bile bana mutluluk veriyor o derece yanii. eeh aman neyse yeter bu kadar.

1 Ekim 2011 Cumartesi



Clementine: Pek konuşmayan bir tipsin, değil mi?
Joel: Sadece… Pek ilginç bir hayatım yok. İşe giderim, eve dönerim… Ne diyeceğimi bilemiyorum. Günlüğümü okumalısın… Bomboş denebilir…
Clementine: Gerçekten mi? Bu seni üzüyor mu? Ya da kaygılanıyor musun? Ben hep hayatımı tam olarak yaşayamadığımı düşünüp kaygılanırım. Her imkanı değerlendirmek hiç bir anı boşa harcamamak isterim. Sen gerçekten çok tatlısın. Tanrım, böyle demeyi kesmeliyim! Seninle evleneceğim. Bundan eminim.
Joel: Peki.

biraz da nispet.

evet bana nispet yapılmasından nefret ederim. o nedir öyle benim dersanemin önüne gelip bana gösteriş yapmalar falan. tamam anladık çok havalısın bana bugün de bunu gösterdin ve en önemlisi gerçekten doğru seçim yaptığımı da bir kez daha hatırlatmış oldun. güldüm ha çok güldüm böyle yazdığıma bakma. amaaaan kızım boşver diyesim de geldi şuan yani gelmedi değil. aman senin için yazmaya bile değmeeez.

30 Eylül 2011 Cuma


bazen bunu özlüyorum ben


Ve Sen Asla..

alışabilirim.

mesela eski mesajları, eski fotoğrafları, eski anıları.. kısaca eskileri sevemiyorum ben. olmuyor yapamıyorum. eski beni yıpratıyor. geçmişim yüzüme çarpmıyor ama çok yıpranıyorum. çok dayanıklı bir kızımdır. duygularım karmaşık olsa bile bulunduğum ortamda bunu hiç bir zaman belli etmem. ama şu illet şeyle birlikte kaldığımda işler değişiyor. KENDİM..
Kafam da bir çok şey canlanıyor. ama ben dayanıklı bir kızım başarabilirim. herşeyi başardığım gibi bunu da başarabilirim. alışabilirim.

belki de en güzeli. yalnız, sakin,sessiz.

ya hep; ya hiç.

bazen çok düşünürüm. zaten bazen değil ben genel de hep düşünürüm. bende bulamadığın neydi. ya da bende olup da başkasında olmayan. ben sadece sen üzülme diye yaptım bunları. bana biraz daha değer ver diye. işlerin buraya kadar gelebileceğini gerçekten, gerçekten bilemezdim. biz  hiç bir zaman uyuşamadık. nasıl derler yani sen bana inat ben sana inat, ikimizde birbirinden inat. senin hep bildiğin doğruların vardı beni zaten genelde dinlemezdim. o doğrularınla beni de sürüklemeye çalıştığın için şuan böyleyiz. ama ben senin doğrularından gitmek istemedim hep kendi bildiğimi yapmak istedim. bence olması gerektiği gibi. evet evet şöyle demeliyim. her güzel şey gibi bu da bitti.